12 Mart 2014 Çarşamba

Bir dosttan: Sen durmadığın sürece onlar durmaz

bir süre önce bodrumda duvarlara yavaşla yazıyordum
bize sunulan hayat o kadar hızlı ki , herşeyi unutuyoruz.
sevgiyi, saygıyı , höşgörü, sağduyu ve en önemlisi olan ,

hepsini barındıran bir noktayı : İNSAN OLMAYI unutuyoruz.

dünyanın bir ucunda İnsanlar açlıkla boğuşurken , köle şartları altında 
madenler çıkartırken
Aynı Dünyanın öbür ucunda sokaktaki marketin önünde,
karnı tok yüzlerce insan sıra halinde yeni i phone u almayı düşlüyor.
hatta bazıların karnı o kadar tok ki geceler öncesinde kamp kurup ilk İ phone u alan 
olmanın düşleyebiliyor..

bu küçük plastik telefonun içindeki küçük parçaların hangi madenlerden 
hangi şartlar altında , hangi insanlardan çıkartıldığı yazmıyor tabii kutunun üstünde..

Akşam evde oturup yeni İ phone den internet haberlerini okurken,bir arkadaşın eklediyi bir bağlantı bir yerimize dokunup hemen LİKE tuşuna basıyoruz..
hatta yorum bile yapıyoruz bizi çok etkilediyse..

Bağlantıda bir afrika ülkesinde hiristian ların müslümanları bıçaklarla doğradığı geçiyor,
katliam deniyor, dünya ayakta..herkez lanetliyor..UNO asker gönderelim diyor..

ama kimse bu katliamın aslında ordaki madenleri kimin çıkartacağı için yapıldığını yazmıyor..
kimse hiristianları batılı şirket sahiblerin ülekeler üstündeki baskılarını kullanarak ,
kendi çıkarlarını kovaladıkları için kışkırtdıklarını yazmıyor..

Berkin hayatını kaybediyor ve insanların öfkesi yine taşıp , sokağa çıkartıyor.
taş atıyoruz , yakıyoruz ve yıkıyoruz

aslında bütün bu öfke kendimize karşı

çünkü çaresisiz,
ne yapacağımızı bilmiyoruz;
sisteme suçu veriyoruz
belki seçimlerde kırmızı yerine yeşili getirip 
bir şeylerin değişeceğini umuyoruz.

çünkü aslında hepimiz insanız
İ Phone u alan da, madeni çıkartan da
dünyanın bir ucunda hiç tanımadığımız insanların acı çektiğini,
açlıktan öldüğünü okuduğumuzda gerçekten biz de acı çekiyoruz
İSTEMİYORUZ BÖYLE BİR DÜNYA

ama nekadar LİKE tuşlasak da
ne kadar yorum yapsak da
ne kadar protesto etsek de
kimi seçsek de:
HİÇ BİRŞEY DEĞİŞMİYOR

ve bunalıma giriyoruz
boşluğa düşüyoruz
ulan 1000 tane facebook ta arkadaşım ile aynı haberi kınasak da
bir şeydeğişmiyor.

??????NEDEN???????

Çünkü yavaşlayamıyoruz
bırakın durmayı

Bankaya borcumuz var,kredi almışız
yani hiç paramız yok desek doğru
peki dursam kim bana yemek verecek,parasız
marketdeki adamın kim olduğunu bile bilmiyorum,
bilsem ne olacak
o da marketdeki ürünlerini parasız almıyor ki bana versin..
Kiramı kim verecek..
ev sahibim daha geçenlerde bir aileyi kira veremediği için evden çıkardı 
ki ben burdayım
hele ev sahibi tanıyormuyum ki?

Bu sistem duramamız için ayarlanmış
hiç esnek değil
adım atamaz duruma geldik
ama facebook ta 1000 tane arkadaşımız var..

ve sadece hepimiz bir anda durabilsek
ancak ozaman bu dünya da bir şeyler değişebilecek

bi an şu facebooktaki arkadaşımızı bıraksak da , komşumuza sarılsak

çünkü eğer gerçekten durmayı seçersek
ancak komuşumuz bize yardım edebilir
500 km ötedeki en iyi facebook arkadaşımız değil
ancak komuşumuz bizim le ekmeğini paylaşabilir

yada biz komuşumuzla..
çünkü kalbimce insan olmanın İLK kuralı
PAYLAŞMAK

biz dursak madenler duracak
ordaki çalışanlar özgür olur aynı bizim gibi
zaten kazanamıyordu ki, aynı senin gibi

ÇÜNKÜ SİSTEM BİZİZ

başka kimse değil
ne o lanetlediğin politikicağı
ne o taş atdığın polis
ne ki o i phone üreten şirketin patronu

HEPSİ SENİN İÇİN

sen durmadığın sürece onlar durmaz

Sev ya da terk et

Sen hala imtikandan,eylemden,ölmekten,öldürmekten,paylaşmaktan,küfür etmekten,sonra yine paylaşmaktan,bu halde bile birilerini,grupları,isimleri öne çıkarmaktan,öc almaktan,toplantı yapmaktan,toplantı yapmamaktan,ekmekten,nefretten bahset. O katil hırsız dediğiniz adamların gitmesini mi istiyorsun çok basit sen git,bırak onları,bırak her gün gittiğin işi,bırak yalandan sana kurdurulan gelecek kaygısını,bırak silahı,bırak sopayı,bırak parayı,kurallar,ideolojiyi,yasaları. Sen bunu bırakınca onların hiç bir şeyi kalmayacak. Bu kadar basit bir denklemi hala çözemeyip nara atan insanlar topluluğu,insanlık,İNSAN! Ne var bir hafta bıraksan,durdursan yaşamıo,nedir seni bu kadar korkutan,gitme işi siktir patronunu,boş ver o hiç bitmeyen gelecek kaygısını sadece bir hafta,ama yemez işte yapamazsın işe gider iş çıkışı eylemde bağırırsın sonra yine işe gider çarkları döndürürsün. Bir bıraksan bitecek her şey! Dur İnsan, korkma sal,toplu olcam diye kasma yine sal,uymuyor mu sana azcık vicdanın var mı kurtul kibirinde,kurtul hırsından o hiç kabul etmediğin egondan,kurtul iktidarından,kurtul imtikanından,sadece DUR! Korkma dünya da her şey var. O hep bahsettiğin ekmek paylaşılır,karınlar bir şekilde doyar dünya da elbet yatacak bir yer bulunur. Sen yeter ki DUR! Yoksa hiç bir bok olmaz,belki işte birbirini yemeye,öldürmeye başlar yine İnsan! Sen,ben değişmedikçe hiç bir şey değişmez. Çarkı durdur!!!

3 milyon insan istifa etse ya da...



Ulan 3 milyon insan "tayyip-hükümet istif" diye bağırcağına kendi istifa etse bu iş biter zaten. Bu kadar mı esiriyiz korkunun,paranın anası satıyım. En kötü gidip bir yıl köyde yaşarız( tüketimine göre aylık 2 kişini masrafı kira dahil 200-300 lira (ihtiyacın olan kadar tüketim ve üretim değerlerine göre hazırlanmıştır), hem de güneylerde mis gibi yeşilin için, bu kadar betondan şikayet edip betonda yaşamayı da anlamıyorum arkadaş


Son cümlede beton kelimesi hem gerçek anlamında hem de tayyip anlamında kullanılmıştır.

ya da

Hadi bu bence çok kolay ama 3 milyonca imkansız hayali geçtim arkadaş 1 hafta işe gitmesen ekonomi kitlenir, bu adamların da dini imanı para olduğu için işte o zaman sen  dokunursun gerçekten ona,işte o zaman acıtırsın bunların canını,bok gibi korkar kaçarlar.

An itibari ile kendimi kendimin belediye başkan adayı ve yasa koyucusu ilan ediyorum .

İşte vaatlerim:
- Ulaşım bedava( nasıl mı? akbil basmıyorum turnikeden atlıyorum,otobüste direk geçiyorum,bu durumu yaklaşık 1 aydır uyguluyorum ve ufak çapta da arkadaşlarım yapmaya başladı bazen kafalarını çeviriyorlar,bazen otobüs uzun süre durup şöför kendini devlet zannediyor ama her şekilde gidiyor,bazen güvenlikçi durduruyor senle alakası yok dokunma bana kendi işini yap diyorum devam ediyorum. ,ulan daha hala bu heriflere niye kendi elimle para veriyim ki

- Su bedava ( su faturasını ödemiyorum. Gelen faturaları hiç bana gelmiş gibi düşünmüyorum,reddediyorum,umurumda değil. Keserse açıyorum,alet takarsa yine açıyorum,sökerse kendim parça buluyorum(eminönünde her şey var abi). Bunu hele herkes yapmaya başlasa ne güzel olur ki ulan zaten suya para mı verilir hemi de tam ne olduğu belli olmayan su veriyorlar

- Kiraları düşürüyorum( bundan sonra bu saçma sapan artan ve durmayan kira durumunda kendi uygun gördüğüm rakamı yatırıyorum,bunu da soran mülk sahibine de ben kirayı böyle uygun görüyorum ki zaten ortada olan durum çok saçma siz mülk sahipleri de oturduğunuz yerden para kazanıyorsunuz bu dünya üzerindeki yerlerin kendinize ait olduğunuzu idda edip bende bir de aç gözlülükle para istiyorsunuz diyorum. Senin mülkün paran var ama Depozito,emlakçı,ve çılgın kira paraları bana giriyor. Ulan senin evinin vergisi stopajı bile ben ödüyorum o yüzden kira da indirim yaptım diyorum ve uygun fiyatı kendim belirliyorum,karşı tarafa sormuyorum( uygun görülürse kira bile ödenmeyebilir,özellikle bir sürü evi olan mülk sahiplerine) Bu durum olduğunda oluşabilcek durumlar ev sahibi seni en fazla dava edebilir ve sürekli farklı mahkemelerin açılıp,kapandığı,bi  mahkemenin karar verip öbürünün reddettiği ve yıllar süren dava adalet! sisteminde yıllar süren bir dava çıkabilir. Hiç umurumda değil para cezası verir çok istiyosa atsın hapse kitap okurum. ( ki bu davaların iyice anlamsızlaşması isteniyorsa en az 10000 kişi bilirim ulan kiralar çok fena ağzımıza .ıçıyor diyen, bu 10000 insan aynı anda yapsa bu işi aynı anda 10000 aynı dava farklı dosyalarla açılsa hem hukuk işgal edilmiş olur hem bu iş meşrulaşmış olur ki 10000 dava dosyasına bakacaz bir borçlar hukuku mahkemesinin en az 10 yıl işi var ehi ehi arasın dursunlar adaleti. Zaten "adalet mülkün temelidir" yazan tabelanın altında adalet mi aranır amk.

-içkide vergiyi kaldırıyorum ( kendi alkolümü üretip bir güzel içiyorum elim ayağım tutuyor,dünya da her şey var yapılıyor ben niye yapamayyım sadece şu üşenme modunu geçip nasıl yapılıyorsa yapmaya başlamam yeter,sistem oturdumu yardırır. hem hem devlete bu kadar küfür ediyim,hem bütün vergiyi ceplerine atsınlar buna kızıp sonra her gün vergi para vermeye devam ediyim,yok öyle vermiyorum lan

- yasaları kaldırıyorum( canım ne istiyorsa onu yapıyorum,bana saçma gelen yasaya uymuyorum,hukuksal değil etiksel düşünüyorum ve vicdanım ve aklım ile hareket ediyorum- bir tane milli marş da dendiği gibi "hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım


- Şehir de gördüğüm yeşil alanları arttırıyorum ( bunun için bol bol vaktimi yeşil alanlarda geçiriyorum,sahil sokakta bir ağaç altı üşenmezem en yakın koruluk çalılık ya da kalan ormanlar da. Betona bu kadar karşı çıkıp bütün vakti de beton da geçiriyorum,hiç yeşili kullanmıyorum ki lan)

- Çevre kirliliğini ve trafik problemini azaltıyorum ( bisiklet kullanıyorum ya da kıçımı kaldırıp yürüyorum)


- tam bağımsız özgürlük veriyorum( hiç bir parti,ideoloji,kural,yasanın benim beynimi bulandırmasına izin vermeyip tamamen özgür bırakıyorum) Canım ne istiyorsa elimden geldiğince onu yapıyorum,hapse mi atarlar en kötü atsınlar lan en kötü kitap okurum,ne acayip kitaplar var yıllar bile geçer,hem harbiden ne güzel demiş babazula(dört duvara arası kapanmaz ki sendeki özgürlük)

 bknz ve dnlynz: https://www.youtube.com/watch?v=4QH7cpjwTuQ

                                 Cinsiyetiniz
                     _____    _______   ________
                     I kız I     I erkek I    I armut I
                     -------    ----------   -----------


önerilen başka bir şarkıyı dinlemek için tıklayınız:  https://www.youtube.com/watch?v=na4iu9363SA

Eğer bu iddalarımı gerçekleştirmezsem de başkanlıktan istifa edip yerimi beni  yönetebilecek başka insanlara bırakıcağıma da söz veriyorum.

"Varlığım varlığa armağan olsun"

Bu seçimde de oyum her zaman olduğu gibi kendime,hadi Eyvallah!




p.s bu yazımın yazımında hiç bir dil imla vb. kurallarada dikkat edilmemiştir.

11 Mart 2014 Salı

Bir süredir aklımı karıştıran esrarengiz olay...




Uzun süredir içinde olduğum yolculukta hep çıkan keçilerin ardından,şehre dönüş operasyonu sırasında dikkatimi çeken bir haber yaklaşık 24 saattir bütün gündemime etki etmiştir. Dün itibari ile sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden gördüğüm bu haber paylaşımı şu başlığı taşımaktaydı.

" Korkutan Olay, Keçi Ayaklı Bir Tanrı Görüldü!!! "

Uzun zamandır keçilerle seyahat etmenin verdiği heyecanla haberi okudum ve bu haber heyecanlanacak bir kaç kişiye ulaştırdım. Fakat daha sonra haberi paylaştığım kişi ve kişilerden haberin içeriğinin farklı yollar denenmesine rağmen görülemediğini bilgisi geldi. Bunun üzerine olayın peşine düşüp, linki bir kaç kere farklı zamanlarda tıklayıp haberi bulmaya çalıştım. Nitekim bu haberin yapıldığı www.boluolay.com da bu sefer bu haber hiç yapılmamış sürü verilirsicesine böyle bir haber bulunamadı yazısı da çıkmaya başlayınca bir şeylerin ters gittiğini hemen hissettim. Haberin başına tamamen bir şey gelmeden ve onlar karartmadan bulmalıydı. Haber başlığını ve içeriğini yazıp internet arama motoru olan google da aratmaya ve çıkan sonuçları incelemeye koyuldu. Habere bir şekilde ulaşılamıyordu ama haberde kullanılan fotoğrafları arama motoru google'ın görseller kısmından tam anlamıyla çıkaramamışlardı. Nitekim biraz önce kontrol ettim şu anda arama motorunda fotoğrafa da ulaşılamıyor. Fotoğrafa ulaştıktan sonra hemen fotoğrafları kaydettim ve o fotoğraflardan www.41havadis.com adlı bir haber sitesinde haberin kaynağına da ulaştım. Öncelerinde basit bir tanrı - insan vakası olarak gördüğüm bu olaylar olayların işleyiş sırası,bunun sıradan bir tanrı-insan vakasından daha başka bir şey olduğu hissi uyandır. Bu olayın peşine daha da düşüp,daha da sır perdesinin aralamayı deneyeceğim. Bu sebep ile mahkemenize katılamayacağımı belirtmek isterim.. .

Haberin linki: http://www.41havadis.com/haber/korkutan-olay-keci-ayakli-bir-tanri-goruldu_h1488.html

10 Mart 2014 Pazartesi

Keçiler,Boş Evler ve İşgaller

Bütün sorun insanlık ve insan olmak dedi. Önce düşündü,sonra yürüdü iki insan. Az ileride otoyoldan geçip patikaya çıkan bir keçi sürüsü gördüler. Bırakıp insanlığı peşlerinden daldılar patikaya. Kendilerini bir yolculukta buldular, her geçen gün daha da keçi oldular. Yolculuklarında karşılarına 2 güzel kız hiç çıkmadı. Ama Aristo'dan, Platon'a, Yunan filozoflara, dağ bekçilerinden, mahkumlara, zebralara, gerçek iyilerden, gerçek kötülere, zobralara, mecburlardan, yanılanlara, kaçanlardan, saklananlara, sahip olanlardan, bırakanlara, yasalardan, yasa koyanlara, doğumlardan, ölümlere, dervişlerden, Allah'a, doğanın bekçilerinden, saklananlara, kibirden, ukalalara, devletten, mülke ve tabii ki keçilerden boş evlere bir çok şey çıktı karşılarına. Yol aldıkça fark ettiler, fark ettikçe keşfettiler, keşfettikçe zevk aldılar, zevk aldıkça arsızlaştılar.Önlerine çıkanı aldılar, ayrım yapmadan, keçi gibi. İşgal ettiler, kullandılar, anlam kattılar, anlamsızlaştılar, geri bıraktılar. Olan, onlarındı o an orada olduklarında. Gittiklerinde ise bırakmışlardı. Tepelere çıktılar, durup baktılar. Yolculuklarında karşılarına O iki kız hiç çıkmadı. Bir de felsefeleri vardı: " Tercihen gerizekalılar "


"Olan iyidir, rello abi..."